8 Eylül 2010 Çarşamba

İsmail Köybaşı

Maçın her saniyesini anı anına yorumlayan bir babanız varsa ve aynı takımı tutuyorsanız bazen çok keyifli gelir ama bazen de geleneksel bakış açılarından bıkarsınız. Bir oyuncu oyun içinde ne kadar fayda sağlarsa sağlasın gözü tutmadıysa ilk hatasında harcar gözünün yaşına bakmadan benimkisi. Bu sadece babamın kişisel sorunu değil bir toplulukla maç izliyorsanız karşılaşacağınız olağan bir sorun Türkiye'de çünkü herkes teknik direktör.

İsmail Beşiktaş'ta şu an bir ip üzerinde gidip geliyor. Öyle bir ip ki ipin gerilimini arttırırsa Beşiktaşlı tribün teknik direktörlerini harekete geçirecek ve Baki Mercimek gibi Serdar Özkan gibi yuhlanıp kendine takım arayan futbolcular kervanına katılacak. Evet İsmail bahsi geçen oyuncular kadar ne yeteneksiz ne de sorumsuz. Ama Beşiktaş tribünlerinde 2 hafta önce Nihat'ın yuhlandığını düşünürsek bunun ne yetenekle ne de sorumluluk duygusuyla alakalı olmadığını anlarsınız.

Beşiktaş'ın sisteminde şu an aksak ritimler var, takım 4/4lük şarkıda oynamaya çalışırken Nihat 9/8lik çalıyor mesela. Teknik direktörün başlıca işi de bu ritmi düzeltmek, tribüne yem etmemek. Quaresma'nın geri dönme eksikliğini Üzülmez kapatınca takım iyi kötü 4/4'lük ritme ayak uyduruyor ama İsmail geçince oradan ciddi ataklarla karşılaşılıyor. Bugüne kadar İsmail'le defansa yardım eden Hilbert'i birlikte oynatmayı düşünmedi kurt hoca Schuster. Hoca sağ kanattaki arayışını bitirebilirse sola da geçecektir elbette ama bu yetenekli çocuğun o süreç içerisinde harcanmasını istemiyorum.

İsmail futbola forvet başlamanın kazancı olan teknik artılarının yanında atletik yapısıyla mükemmel bir sol bek örneği teşkil ediyor günümüz futbolunda. Şu andaki en büyük sorunu Nihat gibi kendisine uygun pozisyonun bulunaması. İsmail kesinlikle bir defender back değil şu haliyle, bir wing back tanımı kendisi için cuk oturur. İsmail'in arkasını kollayacak bir 3lü defans sol stoperi olsa İsmail'den müthiş bir verim alırsınız ama şu defans becerilerinden uzak olma olayı kendisini yeterli kılmıyor.

Hocanın İsmail'i geliştirmeye niyeti varsa özellikle takımı ikiye böldüğü oyunlarda defansı iple birbirine bağlama yöntemi defans sorumluluklarını daha çok farketmesini sağlayabilir. İsmail topu stopere verip kendini kaptırıp sol bekten bindirmeye çalışıyor dikkatli izleyenler bilir, bu temel sıkıntılarını çözdüğü zaman Beşiktaş'ın vazgeçilmez sol beki olacak ama inşallah harcanmadan o konuma gelir. Üstünde durulsun.

Hiç yorum yok: